26 Temmuz 2016 Salı

NANKÖRLÜK 5VAKİT GİBİ İNSANLIĞA ALIŞKANLIK OLMUŞ!

Belki de çoğumuz 5 dakikalık zevkin kurbanlarıyız. 

Şuraya bak!  Daha konuya bile girmeden isan kurbanları olduk.  Halbuki rahime düştüğümüz an bok çukuruna düşmüş oluyorduk. Sonra içerde büyüdükçe çukurda olduğumuzu hissederek tekmeledik belki de karnı. Sonra yavaşça sığamadık çukura.  9ay bile fazla geldi, 7ayda terfi edenler oldu. Onlar terfi edince kokuyu daha erken aldılar o ayrı tabi.  Sonra tabi büyüdükçe sorumluluk vs dedikçe çukura tam anlamıyla batmış olduk. Bi kısmımız annesiz-babasız,bi kısmımız fakir-zengin,bi kısmımız hasta, bi kısmımızda ailesi yanında olduğu halde mutsuz. Bir insan ailesi yanındayken bile dışardaki üzüntüye dayanarak ailesine kötü diyosa o insan o bok çukurunda mümkünse boğulsun. Çünkü aldatılsan da sevgilin seni beğenmese de yanında ailen olduktan sonra hiç bir önemi kalmıyo, bunu tabi bdlki de anne yada babası olmayanlar çok iyi anlar.  Onlarda biri de benim. Bi insanın babasının olması evin temeli iyi atılsa da sallanması,dokununca devrilmesi demektir. Eğer ki annesi yoksa 4duvar içinde tek başına yaşayıp konuşmak oluyor. O yüzden yanınızdakilerin kıymetini yine de bilin..
Tabi yanında ailen olur. Çabalarsın, gözlerine girmeye çalışırsın bunları asla görmezler. Böyle olanlarda işte nankörlüğü 5vakit yapan insanlar. 5dakikalık zevkin,o bok çukurunun asıl kurbanları yaranamayan insanlar. Bazen de işte ne kadar uğraşmam,çabalamam desen de insan ailesine kıyamıyo.  Eksikliğini biliyosan hele ki bi taraf eksik diğer taraf seninleyse o zaman ne sağa gidebiliyosun ne sola.  Dımdızlak ortada kalıyosun.  Bi insana yaranamamak kadar kötü bişey yok bence.  O yüzden götünü de yırtsan nankör insanlar sarmış dört bir yanı kurtuluuuuş yooook.

-Bu konu nerden geldi bilmiyorum ama okuyanlar varsa sağolun adostlar :))) 

5 Temmuz 2016 Salı

HAYAL KIRIKLIKLARI HİÇBİR ALÇI TUTMUYOR !



Ne yapılanı unuturum ne de yaptıklarımı...

Bazı insanlara değer vermediğin zaman en iyi insan sen olursun. Bu aile,arkadaş,sevgili her konuda böyledir. Çünkü değer versen bilirsin fazlasını isteyeceğini. İstedikçe ister,olanı beğenmez, 'gözü yüksekte' terimi bu tür insanlar için olsaydı,cuk otururdu. 
Bide değer verirsin,verdiğin değeri hak etmeyenler insanlar çıkar. Bunlar için daha hiç bir terim çıkmamıştır sanırım. Çünkü onlar dünyanın en pis ve adi insanlarıdır. 

Sen inandın,aşık oldun,sevdin,herşeyini anlattın. Peki ne oldu ?
Cevabı zor değil, küçük bi çocuğa sorsan en basitinden sana ' beni kandırdı,oyuncak almadı ' der..
Çünkü bu tür şeyler küçük,büyük seçmiyo. Sen 15 yaşında da olsan 50 yaşında da olsan,insanlar düşünmeden,üzülmeden,vicdanı sızlamadan senin istediklerin,hayallerin üzerine yalanlar ekleyip sizi halt edebiliyo. En kötüsü de o kadar hayallerinin üstüne bi ton hayal eklenip seni heveslendirmek,bağlamak. Bi kaç gün geçtiği an olmıcağını anlamak, o içine düşen sıcaklık içini cayır cayır yakarken o kişinin hissettiği vicdan azabı yerine sadece ' elde ettim olum,gerisi boş ' kafasıdır..
Bunlara tabiki söylenicek bi ton laf var ama hangi birine söyliceksin. Bu dünya da küçük çocuğu bile kandırıp tecavüze kadar götüren insanlar varken sen sevdiğin çocuk snin hayallerini kırdı diye üzülsen ne yazar o küçük çocuğun yanında ?
Her zaman ben,sadece ben denmemeli işte. Bazen etrafta olanları düşünüp kendine yapılanları sineye çekmesini çok kötü olsa da bilmeli insan..

Bu yüzden ne oldum değil ne olacağım de :)

-- Uzun aradan okuyanlara teşekkürler :)



3 Mayıs 2016 Salı

PSİKOLOJİK BASKI !

Fikrinizi kabul etmeyen, size karşı çıkan ya da sizi sorgulayan kişilere nasıl davrandığınıza bir bakın. İletişim kurmaya çalışmak ve empatiyle yaklaşmak, anlaşmazlıkları çözmenin etkili yollarından olsa da; çoğu zaman başvurulan yol karşınızdakini kontrol altına almaya çalışmak, bunu sağlamak içinse sahip olunan maddiyat, statü ya da fiziksel güç gibi olanakları kullanmaktan çekinmemek olur. Peki doğru olan yol bu mudur? Kurulmaya çalışılan baskı, sadece baskının öznesi olan kişiye mi zarar verir?

Ayrımcılığa, farklılaştırmaya, zulme ve baskıya devam etmek, şefkat duygusunun da azalmasına neden olur. Başkalarını baskı altına almaya çalışılan kişiler, hissizleşerek, soğuk ve sert bir mizaca bürünürler. Bu yüzden napıyormuşuzz??  Kimseciklere baskı yoluyla zorbalık yapmıyormuşuz :))) 


Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer; kötülük yapanlar yüzünden değil, durup seyreden ve onlara ses çıkarmayanlar yüzünden” Albert Einstein
-Adam konuşmuş, güzel konuşmuş :)) 

    | Yorumlarınızı bekliyorum, şimdiden teşekkürler :) |

1 Mayıs 2016 Pazar

KEŞFET !




-Herkes iyi.Herkes mutlu.Herkes güzel.Bir tek biz çirkiniz üzgünüz kötüyüz.
-hahahahhaa
-Neden gülüyorsun ?
+Unuttuğun bir şey var o da herkes kendini bu dünyanın merkezi sanıyor.
-Sanki sanmasa bütün sorunlar çözülecek.
-Bilemem ama umudum var.
-Ahahhhaa
-Sen neden güldün ?
-Umut harbiden fakirin ekmeği de ondan…

Hayata gelmişken bir çok yaşanmışlıkların seni en güzel şeyden bile sıkılmana sebep olabiliyor. Her şeyin kötüsünü düşünme tabii ki. Bazı şeylere güzel yerlerden bakmak zorundayız. Çünkü bakmazsak hiç bir zaman normal gibi olamayacağız. Pozitif olmaya çalışalım mesela.. Biri bir şey dediğinde o cümleden kötüyü değil de iyiyi arayalım. Bağırıp çağırmak rahatlamasın bizi. Konuşarak çözmeyi öğrenelim sorunların.Kimi ailesinden yakınır,kimi sevgilisinden,kimine de rahat batar.. Aranızda bazen 'yok yok bana kesin rahat battı'diyeniniz varsa eğer bir dönüp kendine baksın ve olan imkanını,yanında olup destek çıkanlara dikkat etsin.. Böylelikle belki olan rahatlık batmaz aksine sizi mutlu eder. 
Mutlu etmek derken, biraz da insanlar için değil de kendiniz için uğraşın. Kendinizin sevdiği şeyleri yapın. Her şeyi karşı taraftan beklemeyin.
Eğer sinirlenince yapılacak şeylerden bahsedersek eğer; ben sinirlendiğim de sigara içiyorum. Evet zararlı,evet sonucu zamanla kötüye yol açacak. Zerre umrum da değil. Karşımdaki insana bağırıp,sinirliyken kırıp dökmektense içer rahatlarım daha iyi. Sizde bu yazıyı okuduktan sonra sinirliyken sizi rahatlatan şeyleri keşfedin ve kırmaktan,sinirinin sonucuna katlanmaktan kurtulun :)







30 Nisan 2016 Cumartesi

NE KADAR İÇMEK LAZIM UNUTMAK İÇİN BİRİNİ ?


Olucaktı bi kırmızı şarap. Doldurucaktın kadehini.  Tam şöminin karşısında yada bi deniz kenarında elindr şişe deviricektin içkiyi dertlerine. 


Evet,yukarda kurduğumuz hayal çok hoş dimi?  Peki ne işe yarıyıcak?  Derdin gidicek mi?  Unutucak mısın sevdiğini?  Neşen yerine gelicek mi?  Herşeyi geçerim de kaybettiklerini vericek mi sana ? Vermiyicek.  Bunları çok iyi biliyoruz.  Başın dönücek,sarhoş olucaksın.  Anıların canlanıcak gözünde.  Özliyceksin bi kez daha unutmak istediğini.  Peki ya unutmak istenilen kişi neden özlenir?  Klasik her sokak başında hatıran varken neden bunu göz ardı edemezsin ? Yada etmek mi istemezsin?  Çok soru sordum, farkındayım.  E bu kadar sorularımız varken cevaplarını bilemiyoken neden hala bunları yapmaya devam edersin ki?  Bakın yine bi soru işareti.. 
Önceki yazımda dile getirmiştim,beyin ve kalpte bittiğini herşeyin.  Aslında duygularınıda kalbini kenara bırakarak, biraz da görmek istediklerini görmiyiceksin.  Sen o sokaktan geçerken o sevdiğin kişiyi düşünmemeye çalışıcaksın.  Sokağın köşesini onu görme umuduyla dönmiceksin.  Eline aldığın şişeyi onu unutmak için gönlünü keyiflendirmek  için içiceksin. Sen kendin için yaşıyosan kendini düşünüceksin.
SEVDİĞİN KİŞİ, BEKLEDİĞİN KİŞİ YANINDA DEĞİLSE BIRAK HAYATINA DEVAM ETSİN :)
BIRAK GÖNLÜN HEP AYDIN OLSUN, FERAHLA :)
MUTLULUKLA KALIN :)
|yorumlarınızı beklemekteyim :)|

27 Nisan 2016 Çarşamba

BİZİ TANIYIN

Öncelikle hepinize merhaba :)

Herşey istendiği gibi, hayal edildiği gibi yaşamadığını gayet iyi biliyoruz.  Aranızda bilmeyen varsa bilmemeyi tercih etsinler :) Herkesin de bildiği gibi sokaklarda "dert dinlenir 1tl " olayları dönüyordu. Sokağın ortasında oturup o kadar insanın içinde derdini nasıl anlatırsın?  Hele ki dertlerin 1tl mi tutar?  Bunları düşünerek sizlere böyle bi blog açmaya karar verdik. Derdiniz sıkıntınız sadece bizde kalıcak şekilde olucağına emin olabilirsiniz. Nerden inanıcam derseniz eğer deneyin ve görün derim :) Biz sadece insanlarımızın sıkıntısı,derdi yüzünden başka yolları seçmesi yerine bu şekilde yardımcı olmak istiyoruz. Her hafta farklı başlıklarımızla karşınızda olucaz. Bilgi edinmek istediğiniz bi konu olursa bunu bize ileterek sizler için araştırma yapıp bunu konu başlığı olarakta paylaşabiliriz. Sizin için,siz ne isterseniz,her ne konuda olursa olsun hepinizden bi kadeh dert almaya geldik :)  

OLMASI GEREKEN NEYDİ BU HAYATTA ?

Her imkanın sağlandığı bu hayatta bir kendimize imkan sağlayamıyoruz.  Kendimize sahip çıkamıyoruz.  En ufak bişey de yıkılabiliyoruz. Küçüğü, büyüğü fark etmez. Ayakta durup güçlü olmayı beceremiyoruz.  Ergenlik çağımızdan bu yana inişli çıkışlı hayata adım atmış oluyoruz.  Bu sayede gerekli, gereksiz herşeyi öğreniyoruz.  Aslında doğru olan şeyi de biliyoruz ama yapmasını bilmiyoruz.  Annesiz babasız büyüdüğünü düşün.  Bazı kişiler için annesiz -babasız büyümek; ' sıkıntı yok,dışarı istediğim gibi çıkarım, bağıranım yok' olarak algılanıyo.  Eğer hala okuyanların arasında bu algıda yaşayanınız varsa lütfen o algıyı kapatın ve yanında olduklarına şükredin.  Sen tek başına rahat olursun, evet ama bu bi yere kadar sürer.  Bunu saltanat olarak görürsek eğer her saltanatlık bi gün biter. Annenin babanın ne olduğunu en çok evleniceğin zaman ve çocuğunu kucağına aldığında, erkeklerde askere gittiğinde, evlendiğinde anlarsınız.  Şimdi ki zamanda babasına üfleyen,çalış oku şimdiden hayatını kur diyen babalara kem küm eden erkeklerde; arkasından baba diye bağıran bi çocukları olduğunda herşeyi anlayacaklar.  

  | Klasik bide aşk derdimiz olabiliyo tabi :) |

İlk olarak ne bir erkek için ne de bir kız ağlanmaz.  Bu bir kere net. Seni bırakmayı,terk etmeyi seçen bi insana neden ağlayasın ki?  Tabi şuan siz içinizden " demesi ne kadar bide bunu kendimize anlatabilsek" diyosunuzdur sanırım, evet haklısınız. Bunu kendinize anlatmak sizin elinizde.  Nasıl sevmediğin bir yemeği 10 kere önüne koysalar " ben bunu yemem, sevmiyorum" diyebiliyosanız sizi bırakan hele ki üzülüceğinizi bilen bi insan içinde "ben bunu sevmiyorum,düşünmicem " demesini öğrenmemiz lazım.  Kalbin ayrı konuşur kısmı tamamen saçmalıktır bana göre.  Beyninle kalbin seni yönetir.  Sen neyi görmek istersen neye inanmak istersen ona inanırsın ve ona yönelirsin.  Kalbin sana "seviyosun bırakma " dese  bile beynin sana " seni bıraktı, önüne bak düşünme, ağlama " der ve sen hangisi sana kolay gelirse seçmek istediğini seçersin. Kendinize " BEN GÜÇLÜYÜM, HERŞEYİN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİM VE BENİ BIRAKAN BİR İNSAN İÇİN KENDİ HAYATIMI YOK ETMEYE ASLA İHTİYACIM YOK, KENDİMİ ALIŞTIRIRIM YOKLUĞUNA VE HAYATIMA BAKARIM BEN ÇOK GÜÇLÜYÜM " diyebilirseniz eğer herşey daha kolay olabilir,en azından bi denemelisiniz fakat inancını yitirmeden denemelisin :))

Yorumlarınızı dört gözle bekliyor olacağım :) Kendinize iyi bakın ve kendinize kıyıp ağlamayı seçmeyin, "gülümsemek sana yakışan en güzel makyaj " cümlemi de aklınızdan çıkartmayın :)